Vedat Kitapçılık
Kargo Gönderim Saatleri;
Hafta İçi Saat 16:00 'ya kadar
Cumartesi Saat 11:00 'e kadar
Kartlarına Taksit
Seçeneklerimiz Vardır!
Banka Hesap Bilgilerimiz
Destek
HATTI
0212
240 12 54
240 12 58
Favori
Listenizde
Ürün Yok!
Sepetinizde
Ürün Yok!
Yeni Çıkan Yayınlar:      Nisan (68)      Mart (140)      Şubat (116)      Ocak (138)

Roma Medeni Usul Hukukunda Yargılama Süreci Ve İstinaf

Roma Medeni Usul Hukukunda Yargılama Süreci Ve İstinaf



Sayfa Sayısı
:  
129
Kitap Ölçüleri
:  
16x23 cm
Basım Yılı
:  
2007
ISBN NO
:  
9789754644418

150,00 TL











ÖNSÖZ Roma Hukukunun, maddi hukukun hemen hemen her alanında olduğu gibi Usûl Hukuku bakımından da çağdaş hukuk sistemlerine temel oluşturduğu; çağdaş hukuk kuralları ile kurumlarının yapılandırılmasında önemli bir işlevinin yerinin olduğu bilinmektedir. Kişilere hukuk düzenlerince tanınan hakların korunması ve yine buna bağlı olarak bir hakkın ihlali halinde hak sahibinin o hakkı yeniden elde edebilmesinin en önde gelen yolu olan dava kavramı, Roma Hukukundan günümüze değin en önemli kavramlar arasında yeralmıştır. Bu çalışmayı hazırlarken en temel amacımız, Roma Hukukunun değişik dönemlerinde yargılama usûllerindeki değişimi ve gelişimi ortaya koyarak bütün bunların günümüz hukukunu ne ölçüde ve nasıl etkilemiş olduğunu ortaya koyabilmek olmuştur. Roma Hukukunda yargılama süreci ile ilgili bu çalışmamızın hazırlanması sırasında çok önemli ûesteV. ve yardımlarını gördüğüm değerli meslektaşlarım Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim üyesi Y. Doç. Dr. Gökçe TÜRKOĞLU -ÖZDEMİR ve Ar. Gör. Ali Selkor ATAK′a,′Ankara Hukuk Fakültesi Roma Hukuku Anabilim Dalının değerli elemanı Dr. Eşref KÜÇÜK′e, Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Roma Hukuku Anabi-Jim Dalından Dr. Mehmet ÜÇER′e, Roma Üniversitesi (La Sapienza) Hukuk Çakü\\.es′v Roma Hukuku M\ab\\\m DaU öğretim üyeleri Pvof. Dr. Luigi CAPOGROSSI - COLOGNESP ye Prof. Dr. Marco-Urbano SPERANDIO′ya, (Napoli Federico II) Hukuk Fakültesi Roma Hukuku Anabilim Dalı Başkanı ve Girard Boulvert Vakfı Başkanı Prof. Dr. Luigi LABRUNA′ya, Catania ve Catanzaro Hukuk Fakülteleri Roma Hukuku Anabilim Dalı öğretim üyesi ve önceki dekanı Prof. Dr. Alessandro CORBINO′ya özellikle İtalya′da Catania ve Roma′da sürdürdüğü bilimsel çalışmaları sırasında en son yayınlara ulaşmamı sağlayan ve gelecekte fakültemizde öğretim üyesi olarak görmeyi ümit ettiğim Bahar ÖCAL′a ayrıca her zaman olduğu gibi bu kitabın sizlere ulaşmasını sağlayan YETKİN Basım Yayım ve Dağıtım A.Ş′nin bütün elemanlarına ve Yetkin Yayıncılık sahipleri Sn. Ziya GÜLKÖK ile Sn. Muharrem BAŞER′e içten teşekkürlerimi iletmeyi borç biliyorum. ANKARA 2007 Nadi GÜNAL GİRİŞ Roma Hukukunun temelini esas itibarıyla üç önemli prensip oluşturmaktadır. Bu prensipleri kısaca, dürüst ve onurlu yaşam sürmek (honeste vivere), başkasına zarar vermemek (alterum non laedere) ve herkese kendi hakkını teslim etmek (suum cuicue tribuere) şeklinde özetlemek mümkündür. Toplumsal yaşamda bu prensiplere verilen değerin azalmış olması açılan dava sayısının artmasının en önemli nedenlerinden biri olagelmiştir. Aslında bu prensipler sadece hukuki bakımdan değil, sosyolojik bakımdan da üzerinde önemle durulması gereken prensiplerdir. Hukukun en önemli işlevi toplum halinde yaşayan kişiler arasında çıkabilecek anlaşmazlık ve uyuşmazlıkları en alt düzeye indirecek tedbirleri almaktır. Roma Medenî Usûl Hukukunun en temel iki kavramından biri hak (ius) ise diğeri dava (actio) kavramıdır. Bu iki kavram bütün hukuk sistemlerinde birbirleriyle çok yakın ilişki içinde olmuşlardır. Ancak Roma Hukukunda hak ve dava kavramları arasındaki bağlantı günümüz hukukuna göre çok daha sıkıydı.Bunun nedeni yargı mercileri önünde ileri sürülebilecek genel nitelikli bir davanın Roma Hukukunda varolmamasıydı.Hukuken korunmaya değer görülen ve koruma altına alınan her bir hakka ayrı bir dava imkanı tanınmıştı. Roma′da hakların korunmasının gelişimine ilişkin olarak iki farklı sistemin uygulanmış olduğu görülmektedir. Krallık Dönemi ortalarından (M.Ö. 600) başlayarak dördüncü yüzyılın ortalarına (M.S 342) kadar yaklaşık on asırlık bir zaman diliminde yargılama faaliyetlerinin devletin yargılama makamları tarafından değil bu işle görevlendirilen hiç bir resmi görevi olmayan özel hukuk gerçek kişileri tarafından üstlenilmiştir. Bu nedenledir ki adı geçen sisteme Özel Yargılama Sistemi (Ordo Iudicorum Privatorum) adı verilmiştir. Bu sistemde devletin resmi temsilcisi olarak magistra adı verilen makamın en önemli görevi, hakkının çiğnendiği iddiasında bulunan kişinin iddiasını araştırarak iddiayı önemli bulduğu takdirde ona bir dava imkanı tanımaktı. Magistra′nın görevi tarafların iddialarını delillerini değerlendirdikten sonra eğer dava açılmasına karar verecek olursa anlaşmazlığı çözmek üzere ya tarafların üzerinde anlaştıkları ya da tarafların anlaşamamaları halinde kendi belirlediği özel hukuk ger- çek kişisini yargıç olarak atamaktı. Özel yargıç, magistranın kendisine yönlendirdiği davayı yürütürken kendisine magistra tarafından gönderilen anlaşmazlık konusu anlaşmazlığın tarafları ve ileri sürülen deliller konusunda herhangi bir değişiklik yapma yetkisine sahip değildi. Özel yargıcın, yargılama sonunda verdiği karara itiraz imkanı da bulunmuyordu. Bu nedenle bu uygulama günümüz hukuku ile ilgili fazla bir benzerlik içermemektedir. Çağdaş Medenî Usûl Hukukumuza daha çok benzerlik gösteren sistem ise Son İmparatorluk Dönemi ile birlikte devreye giren Sistem Dışı Yargılama (Cogniüo Extra Ordinem) adı verilen, yargılamanın tek aşamada yapıldığı ve imparatora bağlı yüksek devlet görevlisi olan yargıçların yargılama fonksiyonunu üstlendikleri bir sistemdir. Bu sistem ilk kez M.S. 294 yılında uygulanmaya başlanmış olup M.S. 342 yılından itibaren uygulamadaki tek sistem haline gelmiştir. Bu sistemin en kayda değer özelliği yargılama makamlarınca verilen karara karşı itirazın günümüzde de olduğu gibi mümkün olmasıdır. Bir başka ifadeyle Sistem Dışı Yargılamada verilen karara karşı istinaf ve temyiz yolu açıktır. Roma Medenî Usûl Hukukunun en temel kavramlarından birisi olan dava, hukuk düzeninin kendisine tanıdığı herhangi bir hakkın ihlal edildiğini düşünen bir kimsenin yargılama işlevini yerine getirmekle görevli makamlara başvuruda bulunarak kendisine o hakkı tanıyan hukuk kuralına aykırı davranildığını iddia ve ispat ederek, hakkın ihlaline neden olan kişilere yaptırım uygulanmasını istemek yetkisidir. Roma′da hakların korunması denilince gerek Ius Civile′de gerekse Ius Praetorium da ilk akla gelen yol davadır.Aslına bakılacak olursa Roma Medenî Usûl Hukukunun temelinde, hak dava ilişkisi yatmaktadır. Bu çalışmamızda, Roma ′da taraflar arasında çıkan anlaşmazlığın çözümü için ilk akla gelen yol olan ve hakların korunmasının en önemli yolu olan davanın açılması ile başlayan ve kararın kesin hüküm (res iudicata) haline gelinceye kadar Roma′nın değişik dönemlerinde söz konusu olan uygulamalar ile buna ilişkin süreç incelenmiştir. Eserin ikinci bölümünde ise ülkemizde Medenî Usûl Hukukunun gündemini son birkaç yıl içinde yoğun olarak meşgul eden ve ilk derece yargıcının verdiği karara itiraz yolu olan İstinaf (Appellatio) konusu ele alınarak incelenmiştir. Bilindiği gibi ülkemizde Bölge Adliye Mahkemeleri adı ile görev yapacak olan istinaf mahkemeleri, ilk dere- ce mahkemeleri ile Yargıtay arasında yer almaktadır. Bu mahkemelerin en önemli işlevi usûl ekonomisini sağlamak ve yargılama sürecini hızlandırarak Yargıtaym iş yükünü azaltmaktır. Bu çalışmamız, Roma Hukukunun günümüz maddî hukukunu olduğu kadar Usûl hukukunu da ne derece etkilemiş olduğuna ışık tutmak amacıyla hazırlanmıştır. İÇİNDEKİLER Önsöz 7 GİRİŞ 21 BİRİNCİ BÖLÜM ROMA MEDENÎ USÛL HUKUKUNDA DAVA I. DAVA KAVRAMI 25 II. ROMA HUKUKUNDA YARGİLAMA SİSTEMLERİNE GENEL BAKIŞ 27 A. Özel Yargılama Sistemi (Ordo Iudiciorum Privatorum) 27 1. Kanuni Davalar Usûlü (Legis ActioTar Usûlü) 28 2. Formula Usûlü 31 B. Sistem Dışı Yargılama (Cognitio Extra Ordinem) 34 III. DAVADA TARAFLAR-YARGILAMANIN SÜJELERİ 36 IV. DAVA EHLİYETİ .′ 37 V. DAVADA TEMSİL 38 VI. TARAFLARIN YOKLUĞU DURUMUNDA DAVANIN YÜRÜTÜLMESİ (GIYAPTA YARGILAMA) ....40 VII. İSPAT VE İSPAT YÜKÜ 42 VIII. DELİLLER 44 A. İkrar 45 B. Sorgu 46 C. Yemin 47 D. Tanık 48 E. Senet 49 F. Kesin Hüküm (Res Iudicata) 50 IX. YARGILAMANIN YAPILMASI 51 A. Davaya Çağrı 52 1. Özel Yargılama Sistemi 52 a. Legis ActioTar Usûlünde 52 b. Formula Usûlünde 53 2. Sistem Dışı Yargılama 53 B. Yargılama Aşaması 54 1. Özel Yargılama Sistemi 54 a. Magistra Önündeki Aşama (in Iure) 54 b. Davanın Tespiti Aşaması (Litis Contestatio) 56 c. Özel Yargıç Önündeki Aşama (Apud Iudicem) 58 2. Sistem Dışı Yargılama Usûlünde 59 C. Karar (Sentetia) 61 X. ÖZEL YARGILAMA USÛLLERİ 62 A. İmparatorların Başvuru Üzerine Verdikleri Yazılı Cevaplar (Per Rescriptum Principis) 62 B. Dini Otoritelerin Yargılama Yetkisi (Episcopalis Audientia) 63 C. Kısa Yargılama Usûlü (Summaria Cognitio) 63 D. Tahkim (Compromissum) 64 İKİNCİ BÖLÜM ROMA VE TÜRK MEDENÎ USÛL HUKUKUNDA İSTİNAF I. KAVRAM 71 A. İstinaf ve Temyiz 74 B. İstinaf Mahkemelerinin Leh ve Aleyhindeki Görüşler 75 II. İSTİNAF YOLUNA BAŞVURMA HAKKI 84 A. İstinaf Yoluna Başvurmada Hukuki Yarar Şartı 85 B. İstinaf Yoluna Başvurma Hakkından Mahrumiyet 90 C. İstinaf Yoluna Başvurmada Ehliyet ve Husumet 91 III. ALEYHLERİNDE İSTİNAF BAŞVURUSU YAPILAMAYACAK KİŞİLER 92 A. İmparator 92 B. Senatus 94 C. Lehine İstinaf Hakkından Feragat Edilen Kişi 97 D. Fideiussores 98 IV. İSTİNAF YOLUNA BAŞVURULMASINA GEREK OLMAKSIZIN İPTAL EDİLEBİLECEK KARARLAR 98 A. Bir Kararın Verilmemiş Olması 98 B. Kararın İcrasının İmkânsız Olması 99 C. Basit Hesap Hataları ve Maddi Yanlışlıklar 99 D. Emredici Nitelikteki Kanunlara, Emirnamelere ve Senatus Kararlarına Aykırılık 100 E. Kararın Yayınlanmamış Olması veya Usûlüne Uygun Olarak Çağrılmayan Davalının Yokluğunda Verilmiş Olması 103 F. Karşılık Davalarda Bir Tarafın Lehine Llüküm Verilip Diğer Tarafın İddialarının Cevapsız Bırakılması 103 G. Ölmüş Kişi Aleyhine Karar Verilmiş Olması 104 V. İSTİNAF BAŞVURUSUNUN İÇERİĞİ VE BAŞVURUDA UYULMASI GEREKEN KURALLAR 105 A. İstinaf Başvurusunun Süresi 108 B. İstinaf Dilekçesinde İleri Sürülen Vakıaları Değiştirme ve Genişletme Hakkı 111 C. İstinaf Başvurusunda Bulunan Kişinin İkametgâhının Değişmesi 111 D. İstinaf Başvurusunda Dava Arkadaşlığı 112 VI. İSTİNAF BAŞVURUSUNUN YAPILACAĞI MERCİ 114 VII. İSTİNAF BAŞVURUSUNUN TARAFLARA BİLDİRİLMESİ ZORUNLULUĞU 116 VIII. İSTİNAF BAŞVURUSUNUN YANLIŞ MERCİE YAPILMASI 117 IX. İSTİNAFA İLİŞKİN OLARAK KARŞILAŞILAN ÇEŞİTLİ SORUNLAR 120 A. Başvuru Gerekçelerinin Bir Üçüncü Kişi Tarafından Verilip Verilemeyeceği Sorunu 120 B. İstinaf Talebinde Bulunanın Mirasçılarının Davaya Devam Edip Edemeyecekleri Sorunu 122 C. Kararma Karşı İstinaf Yoluna Başvurulan Yargıç Önünde Yeni Bir Dava Açılmasının Yargıcın Reddine Yol Açıp Açmayacağı Sorunu 123 D. Resmi Görevlerinden Ötürü İstinafa Başvuran Kişilerin Gereksiz Olarak Başvuruda Bulunması Sonucunda Ortaya Çıkan Zararı Kimin Üstleneceği Sorunu 124 SONUÇ 127