Vedat Kitapçılık
Kargo Gönderim Saatleri;
Hafta İçi Saat 16:00 'ya kadar
Cumartesi Saat 11:00 'e kadar
Kartlarına Taksit
Seçeneklerimiz Vardır!
Banka Hesap Bilgilerimiz
Destek
HATTI
0212
240 12 54
240 12 58
Favori
Listenizde
Ürün Yok!
Sepetinizde
Ürün Yok!
Yeni Çıkan Yayınlar:      Nisan (68)      Mart (140)      Åžubat (116)      Ocak (138)

Türk Hukukunda İdari Dava Açma Süreleri

Türk Hukukunda İdari Dava Açma Süreleri



Sayfa Sayısı
:  
146
Kitap Ölçüleri
:  
16x23 cm
Basım Yılı
:  
1990
ISBN NO
:  
975376006x

200,00 TL









GÄ°RÄ°Åž



İdare, kamu hizmetlerinin yerine getirilmesi için, sahip olduğu yetkileri kullanırken hukuk kurallarını çiğneyebilir ve idare edilenlerin hakları ile menfaatlerini zarara uğratabilir.

İdarenin, hukuk kurallarını çiğnemesini önlemek amacıyla Hukuk Dev¬leti ilkesi gereği, idari denetim, siyasi denetim ve yargısal denetim olanakları getirilmiştir.

İdarenin Yargısal Denetimi, ülkemiz gibi, idari rejimi kabul eden sistem¬lerde, İdari yargı yerleri aracılığıyla gerçekleştirilir.

Yargı denetimi Danıştay, bölge idare mahkemeleri ile idare ve vergi mahkemelerinde iptal ve tam yargı davaları şeklinde düzenlenmiştir. İdare edilenler, bu davalar aracılığı ile, mevzuatın kendilerine tanıdığı sınırlar içinde, İdarenin hukuka aykırı faaliyetlerini ortadan kaldırtmaya ve bu faaliyetler sonucu uğradıkları zararları tazmin ettirmeye çalışırlar.

Bu denetim sırasında,idare edilenler Hukuku ve Kanunu bilmemekten dolayı birçok sorunla karşılaşırlar, veya haklarını kaybedebilirler.

Bu sorunlardan ilki ve en önemlisi idari dava açma sürelerinin bilinmemesidir.

İdarenin istikrarı ve kamu düzeninin korunması amacıyla, kısa bir süre sayılabilecek altmış gün ile sınırlanmış olan dava açma süresi çeşitli sebeplerle idare edilenler tarafından geçirilebilmekte, bu durumda da idarenin yargısal denetimi olanağı elden kaçmaktadır.

İşte, biz bu araştırmamızı idare edilenlerin karmaşık biçimde düzenlenen idari dava açma sürelerini anlamalarına, verimli biçimde kullanmalarına ve haklarını elde edebilmelerine yardımcı olabilmek için, İdari Yargıda her zaman sözü edilen fakat ayrıntılı incelenmeyen dava açma süresini irdelemeye karar verdik.

Ancak, bu incelememizde bazı önemli sorunlarla karşılaştık. Bunların en önemlisi, daha önce konu yeterince incelenmediği için ortada sis¬tematik olmaması idi. Öncelikle bir sistematik hazırlayarak, konuyu in¬celeme açısından planladık. Daha sonra uygulamadan örneklerle, elimizdeki planda belirlenen kısımları yaşanan Hukuk açısından ir¬delememiz gerekiyordu. Danıştay kararlarının taranmasına girdik. Nevarki, Danıştay Dergilerindeki sistematik çok yüzeysel olduğu için kararlan sınıflandırma çok zamanımızı aldı. Fakat, Danıştayın Bilgi Bankası kurulduğu için 1982 den günümüze kadar verilen kararların derlenmesi konusunda daha rahat çalıştık. Bu işlemi tamamlayarak Danıştay kararlarını sınıfladığımızda, artık, incelememizdeki her kısım ve dava açma süreleri ile ilgili karşılaşabilecekler her olasılık için elimizde örnek kararlar vardı. Nihayet, bu kararların ve doktrinin eşliğinde, sistematikteki her konuyu ayrı ayrı inceleyerek sorunları saptadık.

İdari dava açma süreleri adını verdiğimiz bu araştırmamızda, konuyu üç bölüm altında inceledik.

Birinci bölümde, konunun teorik yanını ortaya koymaya çalışarak, idari dava açma süresini kavramını, tanımını ve hukuki niteliğini araştırdık.

İkinci bölümde, Danıştay kararlarından yararlanarak, iptal ve tam yargı davalarında dava açma sürelerinin uygulamasını belirlemeye çalıştık. Bu bölümde, konuyu incelerken iptal ve tam yargı davalarına ait özel süreleri belirledikten sonra, bu iki dava türü için ortak hükümleri ir¬deledik. Son kısımda ise, mevzuatta çeşitli kanunlarda yer alan idari dava açma süreleri ile ilgili bazı önemli düzenlemeleri verdik.

Üçüncü bölüm, idari dava açma sürelerinin ortak esasları ve sonuçları ile ilgilidir. Bu bölümde, iptalve tam yargı davaları için, idari dava açma sürelerinin başlaması, durması, kesilmesi ve hesaplanmasını inceleyerek, dava açma süresinin sona ermesinin sonuçlarını ortaya koymaya çalıştık.

Son olarak, bu araştırmamızın sonuçlarını belirterek araştırmamızı noktaladık.

Bu araÅŸtırmanın ortaya çıkmasında, beni yüreklendiren hocam Sayın Prof. Dr. Tayfun AKGÃœNER′e minnet ve şükran duygularımı sunmayı zevkli bir borç kabul ediyorum.