Vedat Kitapçılık
Kargo Gönderim Saatleri;
Hafta İçi Saat 16:00 'ya kadar
Cumartesi Saat 11:00 'e kadar
Kartlarına Taksit
Seçeneklerimiz Vardır!
Banka Hesap Bilgilerimiz
Destek
HATTI
0212
240 12 54
240 12 58
Favori
Listenizde
Ürün Yok!
Sepetinizde
Ürün Yok!
Yeni Çıkan Yayınlar:      Nisan (68)      Mart (140)      Şubat (116)      Ocak (138)

İnsan Üzerinde Deney ve Deneme Suçları

İnsan Üzerinde Deney ve Deneme Suçları



Sayfa Sayısı
:  
249
Kitap Ölçüleri
:  
16x23 cm
Basım Yılı
:  
2012
ISBN NO
:  
9789754646665

250,00 TL











GİRİŞ I. Çalışmanın konusu; Türk Ceza Hukuku′nda İnsan Üzerinde Deney ve Deneme Suçlan′dır. Bu suçlar, TCK (Türk Ceza Kanunu)′nun 90. maddesinde düzenlenmiş¬tir. Hüküm, altı fıkradan ibarettir. Birinci fıkrada; insan üzerinde bilimsel deney yapan kişinin hapis ceza¬sıyla cezalandırılacağı belirtilmiş, ikinci fıkrada; bilimsel deneye bu niteliği tanıyan yetkili kurul ve makamlann izni ile bilimsel deneyi hukuka uygun kılan nedenlere yer verilmiştir. 5328 sayılı Kanun′un 7. maddesiyle değişik üçüncü fıkrada; çocuklar üzerinde gerçekleştirilen bilimsel deneyler açısın¬dan aranan ek kıstaslar açıklanmıştır. Dördüncü fıkrada; hasta üzerinde nza olmaksızın tedavi amaçlı denemede bulunmanın suç olduğu belirtilmiş, ar¬dından bu suçu hukuka uygun kılan nedenler açıklanmıştır. Beşinci fıkrada; bilimsel deney suçunun işlenmesi neticesinde mağdurun yaralanması ya da ölmesi halinde sanığın kasten yaralama veya kasten öldürme hükümlerine göre cezalandırılacağı, altıncı ve son fıkrada ise; deney ve deneme suçlarının bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunacağı belirtilmiştir. II. İnsanoğlu hastalandıkça, hastalığını iyileştirme çabası içine girmiş, bunun için de tedavi edici olduğuna inandığı çeşitli ürün ve yöntemleri kendi ya da başkaları üzerinde deneyimlemek yoluna gitmiştir′. Zaman içinde bu ürün ve yöntemlerden, insan üzerinde gerçekleştirilen deney ve denemeler neticesinde görülen faydalar sebebiyle geçerlilik kaza¬nanları, modern tıp biliminin de doğmasıyla birlikte standart tedavi yöntemi haline gelmişlerdir. Ancak deneyler, sadece tıbbi deneylerle sının değildir. Yeter ki bilimsel deney statüsünde kabul edilsin, bilimin ve dolayısıyla insanlığın gelişimine katkı sağlamak adma insana uygulanabilen her çeşit deneysel çalışma, bu kapsamda değerlendirilebilecektir. İlaç deney ve denemeleri, yeni tıbbi teknoloji ve tekniklerin kullanılma¬sıyla gerçekleştirilen deney ve denemeler, kök hücre deney ve denemeleri ile genetik deney ve denemeler bu çalışmalara örnek teşkil edebilir. Bilim, her geçen gün ilerleme kaydetmekte, dolayısıyla deney ve dene¬meler günümüzde artan bir hızla devam etmektedir. İnsanlığın devamı ve gelişimi, biliminin varlığına ve gelişimine, bilimi¬nin varlığı ve gelişimi ise son tahlilde yapılan araştırmalarla ulaşılan bilimsel verilerin, insanlar üzerinde denenmesiyle gerçekleştirilecek deney ve dene¬meler sonucunda elde edilecek verilere bağlıdır. Gerçekleştirilen deney ve denemeler, sadece toplumsal ve mesleki açı¬dan bilimsel gelişmelerin kaydedilmesine yol açmakla kalmamakta, aynı zamanda da bu gelişmeler neticesinde somutlaşan ürün ve teknolojilerin ilgililere arzıyla büyük bir ekonomik potansiyel ortaya çıkmaktadır. Deney ve denemelerin, gerek sektörel gerekse toplumsal bazda mevcut olan doğrudan ve dolaylı yansımaları sebebiyle hukuki bir çerçevede düzen¬lenmesi ihtiyacı hasıl olmuştur. Kuşkusuz deney/deneme yapma gerekliliği, bunu yapan kişilere sonsuz bir serbesti tanımamaktadır. Her hak, bir diğer hakkın başladığı yerde biter. İşte bu noktada "hukuk" dediğimiz değerler sistemi bütünü devreye gir¬mekte ve yıllar içinde geliştirilip standartlaştınlmış etik ilkelere uygun ola¬rak deney ve denemelerin sınırlarını çizmek suretiyle insanı korumaktadır. İnsan üzerinde gerçekleştirilen bilimsel deneylerin ve tedavi amaçlı de¬nemelerin tarihi en eski çağlara kadar uzansa da ayrı bir suç tipi olarak hu¬kuki korumaya kavuşması çok sonraları olmuştur. Son yıllarda deney ve denemelere ilişkin düzenlemelerin hız kazanması¬nın sebebi, ilerleyen teknolojinin de etkisiyle bu uygulamaların yaygınlaş¬ması, dolayısıyla da ihlallerin artmasıdır. Deney ve denemelerin hukuken düzenlenmesi gerekliliğine cevap ver¬mek adına konu önceleri sağlık sektörünü düzenleyen özel mevzuat kapsa¬mında değerlendirilmiş, 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu′yla (TCK) bir¬likte ise bağımsız bir suç tipi olarak 90. maddede cezai yaptırıma bağlanmış¬tır. Maddenin sevk edilmesindeki amaç, hem insanı korumak hem de bilim¬sel çalışmaların önünü açmaktır2. Diğer taraftan sağlık mevzuatı yerine konunun neden TCK kapsamında değerlendirildiği açık değildir. Kanun koyucu 90. maddenin gerekçesinde bu konuda bir açıklamada bulunmamıştır. Adalet komisyonu tutanaklarında da konuya ilişkin bir bilgiye yer verilmemiş, ancak metnin "formülasyonunda" Biyotıp (Oviedo) Sözleşmesi′nin (Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakıırandan İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi) dikkate alındığı belirtilmiştir3. Yeni TCK′nun Alman Ceza Kanunu′nun izlerini taşıdığının söylenmesi¬ne karşın konu, Alman Ceza Kanunu′nda da ayrı bir suç tipi olarak düzen¬lenmemiş, özel mevzuatında açıklığa kavuşturulmuştur. Ayrıca Almanya, Biyotıp Sözleşmesini de henüz onaylamış değildir4. Türk Ceza Hukuku sistemi üzerindeki etkisi tartışmasız olan İtalyan Ce¬za Kanunu′nda da bu hususta bir hüküm bulunmamakta, konu özel düzenle¬melerle açıklığa kavuşturulmaktadır. İtalya, Biyotıp Sözleşmesini onayla-mışsa da henüz yürürlüğe koymamıştır. İspanyol Ceza Kanunu, genetik müdahalelere ve fetüs üzerindeki müda¬halelere kanunda yer vermişse de insan üzerindeki deney ve denemeleri Ce¬za Kanunu bünyesinde genel bir düzenlemeye kavuşturmamış, konuyu sağlık mevzuatına bırakmıştır. İçtihat hukukunun geçerli olduğu İngiltere ve Amerika Birleşik Devletle¬ri ise insan üzerinde deney konusunu, taşıdığı önem sebebiyle özel düzenle¬melerle açıklığa kavuşturmak yolunu seçmiştir. Yukarıdaki ülkeler, deney ve denemelere ayrı bir suç tipi olarak ceza ka¬nunlarında yer vermemeleri nedeniyle Türkiye′den ayrılmaktadırlar. Dolayı¬sıyla suçun incelenmesi noktasında, çalışmamıza katkıları sınırlı düzeyde olmuştur. Öte yandan Fransız Ceza Kanunu′nun "insan üzerinde deney" başlığı al¬tında biyomedikal araştırmaları düzenlemek yoluna gittiği görülmektedir. Ancak Fransa, ilgili maddede TCK′nun aksine genel olarak ilgilinin rızası olmaksızın ya da geçersiz bir nzaya dayanılarak gerçekleştirilen deneyleri yaptırıma bağlamış, rızanın kapsamı ve diğer şartlar bakımındansa Kamu Sağlığı Kanunu hükümlerine atıf yapmıştır. Diğer taraftan Fransa, Türki¬ye′nin aksine Biyotıp Sözleşmesi′ni onaylamışsa da henüz yürürlüğe koy¬mamıştır. Bu sebeplerle, Kanunu′nun ilgili hükmünün açıklanmasında Fran¬sız Ceza Kanunu′ndan da fazlaca yararlanılamamaktadır. Türk Ceza Kanunu′nun 90. maddesinin bu kendine özgü yapısı ve yal¬nızca Türkiye′de değil, tüm ülke hukuklarında henüz gelişmekte olan bir alan oluşu, çalışmada pek çok farklı tezin tarafımızca ileri sürülmesi gereğini sonuçlamıştır. Konuya ilişkin eleştiriler ve katkılar, kazancımız olacaktır. Deney ve denemelere ilişkin hukuki düzenlemeler son zamanlarda umut verici boyutta hız kazanmış olmakla birlikte, halen tatmin edici bir düzeye varmamıştır. Üstelik çelişik ve muğlak bir takım hükümler, uygulayıcıların, cezai ve hukuki sorumluluktan kaçınmak adına deney ve deneme gerçekleş¬tirmekten kendilerini alıkoymaları sebebiyle insan sağlığının korunmasına, geliştirilmesine ve bilimsel gelişmelerin kaydedilmesine engel teşkil etmek¬te, ya da tam tersine kanuni boşluklardan faydalanarak hukuka aykırı deney ve denemeler yapan kötü niyetli kişilerin insan sağlığına zarar vermelerini kolaylaştırmaktadır. Diğer taraftan bu suç tipinin nispeten yeni bir tür olması sebebiyle Tür¬kiye′de, insan üzerinde deney suçuna ilişkin yerleşmiş içtihatlar da bulun¬mamaktadır. Bu konu, yukarıda ifade olunan önem ve ihtiyaçtan ötürü seçilmiştir. III. Çalışmanın birinci bölümünde, konunun kaynağına inmek ve neden bir suç tipi olarak düzenlendiğini açıklamak adına deney ve denemelere iliş- * kin tarihsel gelişime değinilmiş, deney ve deneme kavramları irdelenmiştir. Ardından, deney ve deneme suçlanna, her iki suç tipi için de benzer olan fail, hukuki konu, mağdur ve maddi konunun incelenmesiyle genel bir giriş yapılmıştır. Bu bölüm başlığı altında son olarak, deney ve denemeleri hukuka uygun kılan nedenlere temel olması adına, genel olarak tıbbi müdahaleleri hukuka * uygun kılan nedenler üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde Türk Ceza Kanunu′nda düzenlenen insan üzerinde deney suçu, tüm yönleriyle incelenmiştir. Suçu pek çok biçimde ayrıştırarak incelemek mümkündür. Zira suçu ta¬nımlayabilmek için onu ayrıştırmak gerekmektedir. Ancak suçu ayrıştırmak bir amaç değil, suçun bütününü anlayabilmek için bir araçtır. Dolayısıyla su¬çun kaç unsura ayrıştırılarak inceleneceği hususu, oluşturulan hukuk siste¬matiği içinde pratik ve didaktik gereklere dayanılarak ihtiyari olarak belirle-nebilmektedir. Biz suçu üç unsura ayrıştırarak incelemenin5 6, suçun ikili ayrımı ile kar¬şılaştırıldığında, özellikle hukuka uygunluk nedenlerini açıklamakta kolaylık sağlayacağını düşündük. Zira suçun ikili ayrımında hukuka aykırılık suçun kendisi, özü olarak algılandığından, hukuka uygunluk nedenleri fiilin menfi şartı olarak görülmektedir7 8. Oysa fiilin belirgin niteliği salt ceza hukukuna aidiyetken, hukuka uygunluk nedenlerinin salt cezasal bir işlevi bulunma¬maktadır. Dahası hukuka uygunluk nedenleri, kanunilik ilkesiyle de sıkı sıkıya bağlı değildir9. Öte yandan amaca götürmeye yani suçun bütününü anlamaya yettiği dü¬şüncesiyle ve pratik gereklerle suçu dört unsura ayrıştırarak10 incelemeyi de gerekli görmedik. Bu sebeplerle çalışmada, insan üzerinde deney ve deneme suçlan; fiil, kusurluluk ve hukuka aykırılık bahisleri altında, üç temel unsura ayrılarak incelenmiştir. Deneme suçuyla benzer olan pek çok bahsin bu başlık altında incelen¬mesi sebebiyle hacmi, diğer bölümlere nazaran geniş tutulmuştur. Üçüncü ve son bölümde ise, ilk olarak deneme suçu irdelenmiş, tekrar¬dan kaçınmak adına deney suçuyla benzerlik arzeden hususlarda bu suç tipi¬ne ilişkin söylenenlere gönderme yapılmasıyla yetinilmiştir. İnsan üzerinde deneme suçunun incelenmesinin ardından özellik arz eden bazı deney ve deneme türlerine yer verilerek çalışma tamamlanmıştır. dır. Suçun manevi unsurunu ise; "işlenen fiille kişi arasındaki manevi bağ" olarak gör¬mekte, ancak kusurlulukla manevi unsur arasında bir ayrıma gitmektedir. Kusurluluk ki¬şinin işlediği fiil dolayısıyla kınanabilirliği hususundaki yargıyı ifade etmekte iken, ma¬nevi unsur olmaksızın gerçekleştirilen davranış fiil niteliğini taşımaz ve dolayısıyla suç oluşturan bir haksızlığın varlığından söz edilemez. Fail kusurlu bulunmasa dahi fiil suç olma özelliğini korur. Ancak manevi unsur olmazsa suç da oluşmaz. Öte yandan bu gö-rüştekiler hukuka aykırılık ve haksızlık kavramlarını da birbirinden ayırmakta; hukuka aykırılığı, suç oluştursun ya da oluşturmasın filin bir vasfı olarak görmekte, buna karşın haksızlığın, hukuka aykırı fiilin bizzat kendisini ifade ettiğini savunmaktadırlar. Bu an¬lamda hukuka aykırılık, hukuk düzeniyle fiil arasındaki uyumsuzluğu ifade ederken, hak¬sızlık, nesnel olarak hukuka aykırı fiilin kendisini ifade etmektedir. Bu sebeple hukuka aykırılık derecelendirmeye tabi tutulamazken, haksızlık niceliksel olarak bir derecelen-dirmeye tabi tutulabilecektir (Özgenç, I.: Türk Ceza Kanunu Gazi Şerhi, GH., Ankara 2005, s. 199 vd.). ÖNSÖZ İnsanlar üzerinde yapılan deney ve denemeler tarihin ilk çağlarına kadar uzanmakla birlikte, bilimsel gelişmelerin artış göstermesiyle zaman içinde yoğunlaşmış ve çeşitlenmiştir. Özellikle son yıllarda bu gelişime yetişmek, konuyu zaman içerisinde oluşmuş etik ilkelere uygun olarak yeterli ve etkin bir şekilde düzenlemek çabasıyla ulusal ve uluslararası düzenlemeler gerçek¬leştirilmektedir. Bu yolla, bilimsel ilerlemelerin önü kesilmeksizin insanın korunması amaçlanmaktadır. İlk kez 5237 sayılı TCK ile bir suç tipi olarak sevk edilen inan üzerinde deney ve denemeler, yaygın bir uygulama alanına sahip olmasına karşın gerek doktrin gerek uygulamada doğru ve yeterli ölçüde incelenip araştırıl¬mış olmaması nedeniyle irdelenmesi gereken bir saha olarak ortaya çıkmak¬tadır. Dr. Aygün Eşitli, sadece ülkemizde değil, tüm Kara Avrupa′sı hukuk sis¬temlerinde oldukça tartışmalı, zor ve az işlenmiş bir konu olan insan üzerin¬de deney suçunu tez çalışması olarak seçmiş, özgün görüşleriyle ortaya bir temel eser çıkarma başarısını göstermiştir. Dr. Aygün Eşitli, eserinde, insan üzerinde deney suçunun kapsam ve sı¬nırlarını en iyi şekilde ortaya koymuş, tartışmalı konulan incelemiştir. Eser, doktrin açısından olduğu kadar, yerleşmiş bir içtihadın olmadığı gerçeği karşısında uygulama açısından da büyük değer taşımakta, önemli bir boşluğu doldurmaktadır. Çalışmanın okuyucuya faydalı olacağı inancıyla Dr. Aygün Eşitli′yi yü¬rekten kutluyor, basanlarının devamını diliyorum. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu TEŞEKKÜR Mesleğe yeni atılmış genç bir avukatken tanıştım hocam, ustam Prof. Dr. Zeki Hafızoğullan′yla... Hayatı boyunca yaptığı işin ötesinde çalıştığı kişi¬lere önem veren bir insan olarak hocamın beni seçmesi ve asistanı olma şan¬sını tanımış olması büyük bir onurdu benim için. Ona ne kadar teşekkür et¬sem az aslında... Büyük bir ceza hukukçusu olarak bana sağladığı katkılar ve bitmek bilmez sorularıma usanmadan verdiği cevaplarla, mesleki yaşan¬tımın her safhasında eksik etmediği desteği ve güveniyle sadece bir hukukçu olarak geliştirmedi beni, aynı zamanda engin tecrübesi ve insani değerleriyle hayat felsefemi de etkiledi. 2007 yılında, teşekkürü bir borç bildiğim Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi dekanı hocam Prof. Dr. Kudret Güven′in de uygun görmesiyle, mezunu olduğum ve mezunu olmaktan hep gurur duyduğum okuluma bu kez akademisyen olarak döndüm. Artık bir yandan öğreniyor, diğer yandan öğre¬tiyor ve öğretirken yine öğreniyordum... Öğrendikçe yaptığım işi daha çok seviyor, öğrettikçe mesleğe daha da çok saygı duyuyordum... İşte hocam Prof. Dr. Metin Feyzioğlu′yla tanışmam da bu dönemde oldu. Hukuk fakültesiyle Cumhuriyetin müeyyidesi olan Ankara Üniversitesi′nde kamu hukuku doktora programına başladım. Bana ilk günden beri sadece öğrencisi olarak değil, aynı zamanda meslektaşı gibi davranarak cesaret ve güven veren, gerek desteği gerek öğrettikleriyle daima yanımda olan ve bu kitabı sizlerle paylaşmamı sağlayan tez danışmanım Prof. Dr. Metin Feyzioğlu′na teşekkürü bir borç bilirim. Doktoraya başladığım ilk günden beri ilgisi ve bilgisiyle bana önemli katkılar sağlayan hocam Prof. Dr. Muharrem Özen′e teşekkür ederim. Dar zamanlarda dahi vakit yaratarak değerli fikirlerini benimle paylaşan hocam Doç. Dr. Türkan Yalçın Sancar′a müteşekkirim. Prof. Dr. Zeki Hafızoğulları, Prof. Dr. Metin Feyzioğlu ve Prof. Dr. Muharrem Özen′in yanı sıra doktora tez jürime girerek görüşleriyle bana yol gösteren hocalarım Doç. Dr. Devrim Güngör′e ve Yrd. Doç. Dr. Devrim Aydın′a, yedek jüri üyelerim arasında yer almalarına karşm destekleriyle yanımda olan Prof. Dr. Nevzat Toroslu ve Yrd. Doç. Dr. Güneş Okuyucu Ergün′e teşekkür ederim. Bu kitabı okuyucuyla buluşturan Sayın Muharrem Başer ve Yetkin Ya¬yınevi personeline, mensubu olmakla övündüğüm Başkent Üniversitesi aile¬sine ve doktoramı bünyesinde yapmakla öğrencisi olma fırsatını yakaladığım Ankara Üniversitesi ailesine teşekkürü bir borç bilirim. Aileme çok teşekkür ederim. Onlar olmasaydı ben de olmazdım... An¬neciğim tükenmeyen sevgisi ve emeğiyle hep yanımda oldu. Babamın ben daha çocukken anlattığı masalların peşinden koşup geldim bugünlere. Ağa¬beyimin hep yanı başımda olduğunu bildiğimden hayattan hiç korkmadım. Ailemin diğer sevgili fertleri bana hep inandılar ve hep en yakınımda durdu¬lar. Eşim Çağan Eşitli′ye çok teşekkür ederim. Bu zorlu süreçte desteğini, sabrını ve sevgisini benden hiç esirgemedi. Hayat nefesimi kestiğinde onun yanında nefes aldım... "Oldum" demiyorum. Zira hayattaki mesleki ve insani arayışımın bir gün "olduktan" sonra bile biteceğini sanmıyorum. Ancak hayatımdan geçen tüm bu insanlar sayesinde "hamdım, piştim" diyebilirim sanırım. Burada adını saydığım ve sayamadığım, beni bugünkü bana ulaştıran, geleceğime yol açan herkese ve eleştirileriyle beni onurlandıracak olan de¬ğerli okuyuculara teşekkürü bir borç bilirim. Saygılarımla... Dr. Ezgi AYGÜN EŞİTÜ İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM DENEY VE DENEME I. TARİHSEL GELİŞİM 25 A. GENEL OLARAK 25 B. ULUSLARARASI DÜZENLEMELER 27 C. ULUSAL DÜZENLEMELER 39 1. Hukuksal Süreç 39 2. Mevcut Durum 43 II. DENEY VE DENEME KAVRAMLARI 49 III. TÜRK CEZA KANUNU′NDA DENEY VE DENEME 54 IV. HUKUKA UYGUN TIBBİ MÜDAHALELER 61 A. HAKKIN KULLANILMASI 63 B. HASTANIN RIZASI 65 C. BİRDEN FAZLA HUKUKA UYGUNLUK NEDENİNİ KABUL EDEN GÖRÜŞ 74 D. GÖRÜŞÜMÜZ 75 İKİNCİ BÖLÜM İNSAN ÜZERİNDE DENEY SUÇU I. FİİL 81 A. GENEL OLARAK 81 B. ETİK KURUL ONAYI VE SAĞLIK BAKANLIĞI İZNİ 86 1. Etik Kurullar ve Sağlık Bakanlığının Görev ve Yetkileri 89 2. Araştırma Başvurusu ve İzin Süreci 95 3. Klinik Araştırmaların Başlatılması ve Yürütülmesi 96 4. Klinik Araştırmaların Durdurulması veya Sonlandırılması 98 14 II. HUKUKA AYKIRILIK 98 A. İHLAL 98 B. HUKUKA UYGUNLUK NEDENLERİ 99 1. İnsan Üzerinde Bilimsel Deney Suçunda Rıza 101 1.1. Deneyin öncelikle insan dışı deney ortamında veya yeterli sayıda hayvan üzerinde yapılmış olması 103 1.2. İnsan dışı deney ortamında veya hayvanlar üzerinde yapılan deneyler sonucunda ulaşılan bilimsel verilerin, varılmak istenen hedefe ulaşmak açısından bunların insan üzerinde de yapılmasını gerekli kılması 110 1.3. Deneyin, insan sağlığı üzerinde öngörülebilir zararlı ve kalıcı bir etki bırakmaması 111 1.4. Deney sırasında kişiye insan onuruyla bağdaşmayacak ölçüde acı verici yöntemlerin uygulanmaması 112 1.5. Deneyle varılmak istenen amacın, bunun kişiye yüklediği külfete ve kişinin sağlığı üzerindeki tehlikeye göre daha ağır basması 114 1.6. Deneyin mahiyet ve sonuçlan hakkında yeterli bilgilendirmeye dayalı olarak açıklanan rızanın yazılı olması ve herhangi bir menfaat teminine bağlı bulunmaması 115 2. Çocuklar Üzerinde Deney Suçunda Rıza 132 2.1. Rızaya ehliyet 134 2.2. Çocuğun rızası 139 3. Bazı Gönüllüler Üzerinde Deney Suçunda Rıza 143 4. Hukuka Uygunluk Nedenlerinde Smırm Aşılması 148 III. KUSURLULUK 149 A. GENEL OLARAK 149 B. KUSURLULUĞU ORTADAN KALDIRAN NEDENLER 150 1. Fiille Fail Arasındaki Psişik/Manevi Bağı Ortadan Kaldıran Nedenler 150 2. Hata 151 3. Manevi Cebir ve Bu Temelde İstenemezlik İlkesi 152 IV. SUÇUN İŞLENİŞ BİÇİMLERİ 153 A. TEŞEBBÜS 153 B. İŞTİRAK 156 C. İÇTİMA 159 D. CEZA 161 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM İNSAN ÜZERİNDE DENEME SUÇU VE BAZİ DENEY VE DENEME TÜRLERİ I. İNSAN ÜZERİNDE DENEME SUÇU 167 A. FİİL 167 B. HUKUKA AYKIRILIK 168 1. İhlal 168 2. Hukuka Uygunluk Nedenleri 168 2.1. Rıza 172 C. KUSURLULUK 174 1. Genel Olarak 174 2. Kusurluluğu Kaldıran Nedenler 176 D. SUÇUN İŞLENİŞ BİÇİMLERİ 176 E. CEZA 177 II. İNSAN ÜZERİNDE BAZİ DENEY VE DENEME TÜRLERİ 178 A. GENEL OLARAK 178 B. İLAÇ DENEY VE DENEMELERİ 179 C. GENETİK DENEY VE DENEMELER 190 D. ORGAN VE DOKU ALINMASI, AŞILANMASI, NAKLİ YOLUYLA GERÇEKLEŞEN DENEY VE DENEMELER 197 E. KÖK HÜCRE DENEY VE DENEMELERİ 202 F. PSİKOLOJİK DENEY VE DENEMELER 218 SONUÇ 221 KAYNAKÇA 225 KAVRAM İNDEKSİ 247