Vedat Kitapçılık
Kargo Gönderim Saatleri;
Hafta İçi Saat 16:00 'ya kadar
Cumartesi Saat 11:00 'e kadar
Kartlarına Taksit
Seçeneklerimiz Vardır!
Banka Hesap Bilgilerimiz
Destek
HATTI
0212
240 12 54
240 12 58
Favori
Listenizde
Ürün Yok!
Sepetinizde
Ürün Yok!
Yeni Çıkan Yayınlar:      Mayıs (0)      Nisan (73)      Mart (139)      Şubat (116)

Esneklik Prensibi Çerçevesinde Yargıtay Kararları Işığında Türk İş Hukukunda Çalışma Süreleri ve Yöntemleri

Esneklik Prensibi Çerçevesinde Yargıtay Kararları Işığında Türk İş Hukukunda Çalışma Süreleri ve Yöntemleri



Sayfa Sayısı
:  
236
Kitap Ölçüleri
:  
16x23 cm
Basım Yılı
:  
2013
ISBN NO
:  
9786054354665

410,00 TL











GİRİŞ A. Çalışmanın Sunumu Çalışma süreleri İş Hukukunun en önemli kavramlarından birini oluş¬turmaktadır. Bu kavram işçinin işverene karşı iş sözleşmesinden doğan birincil yükümlülüğü olan iş görme ediminin kapsamının belirlenmesi yanında, işçinin sağlığı ve güvenliğinin korunması ile de ilgilidir. On sekizinci yüzyılın ikinci yarısından sonra ilk olarak İngiltere ile başlayan sanayi devrimi İş Hukukunun bugünkü şeklini almasında önemli bir etki yaratmıştır. İş bölümüne dayalı seri fabrika üretimine geçişin yaşandığı bu dönemde ve sonrasında üretimin temel taşını oluşturan işçiler herhangi bir iş tanımı olmaksızın her türlü işte ve çok ağır çalışma koşullarında çalışmak durumunda bırakılmışlardır. Bu bağlamda, işçilerin günlük çalışma sürelerinin uzunluğu en önemli sorunu oluşturmuştur. Çalışma sürelerinin uzunluğu karşısında dinlenmekten yoksun kalan işçilerin işlerini dikkatle yapmaları imkansızlaşmış ve iş kazası oranlarında artış ortaya çıkmıştır. Bu da devletin işçi-işveren ilişkisinde aktif rol oynamasına ve etkili olmasına neden olmuştur. Zira işçi-işveren ilişkisine tarafların eşit olduğu Borçlar Hukuku kurallarının uygulanması, görünüşte eşitliğin olduğu ancak gerçekte fiili bir eşitsizliğin bulunduğu, işverenin sermaye gücüne sahipken işçinin korunmaya muhtaç durumu karşısında uygun olmamıştır. Sanayi devriminin etkisi ile ortaya çıkan işçi-işveren ilişkisindeki fiili eşitsizlik bu alana Devletin müdahalesini zorunlu kılmıştır. Başta işçileri koru¬yucu yasalarla çözüm aranmaya çalışılsa da işçiler lehine asgari koruyucu ku¬rallara yer verilmiş bir kanunun oluşturulması zorunlu hale gelmiştir. Böyle¬likle sözleşme serbestisi temeline dayanan Borçlar Hukukundan ayrı bir İş Mevzuatının oluşturulması gündeme gelmiştir. Avrupa′daki bu gelişmelerin Türkiye üzerindeki etkisi 1930′lu yıllarda kendini göstermiş, ulusal sanayinin kuruluşu ve işçi sayısındaki artışla Borçlar Kanunundan ayrı bir İş Kanununun yürürlüğe girmesi söz konusu olmuştur. Bugün yürürlükte olan, çalışma sürelerine ilişkin ayrıntılı düzenlemelere yer verilen 4857 sayılı İş Kanununda ülkenin ekonomik durumu ve istihdam politi¬kalarının etkisi açıkça sezilmektedir. Bu bağlamda Kanunda işçinin korunması ilkesi yanında işletme menfaatlerinin korunmasına da yer verildiği görülmekte¬dir. Çalışma sürelerindeki sınırlamaların işverenler üzerindeki olumsuz etkileri karşısında bir dengenin sağlanması gerekmiş ve esnek çalışma biçimleri ile işçi istihdamının sağlanması uygun bulunmuştur. Yine fazla çalışma ve yoğunlaştı¬rılmış iş haftası ile çalışma imkanının işverenlere işçinin onayının bulunması şartı ile sağlanması da, işverenlerin çalışma sürelerine ilişkin katı düzenlemelerden doğan iş gücü açığını kapatmasına imkan sağlayan olgular olarak belir¬lenmiştir. B. Çalışmanın Amacı ve Tarihsel Gelişimi Çalışmamızın konusunu "Esneklik Prensibi Çerçevesinde Yargıtay Ka¬rarlan Işığında Türk İş Hukukunda Çalışma Süreleri ve Yöntemleri" oluştur¬maktadır. Amacı ise İş Mevzuatında yer alan çalışma sürelerine ilişkin düzen¬lemelerin ayrıntılı olarak ele alınmak suretiyle uygulanma koşulları ve yön¬temlerinin ortaya konulmasının sağlanmasıdır. Zira konu uygulamada çokça karşılaşılan ve işçinin sağlığı ve güvenliğine ilişkin korumanın sağlanması bağlamında da önem arz eden bir konudur. Birçok kez de yanlış uygulamalarla karşılaşıldığı görülmektedir. Çalışma sürelerine ilişkin Türk Hukukundaki gelişmeler Avrupa′da or¬taya çıkan durumdan daha farklı nedenlere dayanmaktadır. Cumhuriyetin ila¬nından önce Osmanlı Döneminde çalışma ilişkilerine uygulanacak kurallar loncalar tarafından belirlenmekteydi. Demokratik bir sisteme dayanan lonca¬larda mevcut hiyerarşi temelli işçi-işveren ilişkisi on dokuzuncu yüzyılda ka¬pitülasyonların etkisiyle Batı′nın ürünlerinin ülkeye girmesi sonucunda bozul¬maya başlamıştır. Her ne kadar sanayi devrimine benzer bir devrime Osmanlı döneminde rastlanmasa da Tanzimat Dönemi ile özellikle Avrupa′nın etkisiyle çalışma sürelerine ilişkin kuralların belirlenmeye başlaması söz konusu olmuştur1. Daha sonra Cumhuriyet′in ilanı ile birlikte, kuralların belirlenmesi ba¬kımından kanunların iktibas edilmek suretiyle yürürlüğe konması gündeme gelmiştir. Bu bağlamda, 22.04.1926 tarih ve 818 sayılı Borçlar Kanunu2 çıkarılmış ve BK içerisinde hizmet ilişkisine ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Ancak daha sonra ulusal sanayinin kuruluşu Borçlar Kanunundan bağımsız bir İş Kanununun yürürlüğe konmasını zorunlu kılmış ve 1936 tarih ve 3008 sayılı İş Kanunu ile ayn bir İş Kanunu gündeme gelmiştir. Fikir işçilerinin ve ondan az işçi çalıştıran işyerlerinin kapsam dışı bırakıldığı kanunda, çalışma sürelerine ilişkin ayrıntılı düzenlemelere yer verilmiş ve çalışma süresi en fazla haftalık 48 saat olarak belirlenmiştir. Bu sürenin günlük 8 saati aşamayacak şekilde haftanın çalışılan günlerine eşit şekilde dağıtılacağı da düzenlenmiştir. Kanunun 37-39. maddelerinde ise fazla çalışmaya ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. 1952 yılında ise Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun3 ile bu kanundan iki yıl sonra 1954′te Deniz İş Kanunu yürürlüğe konmuştur. Bu kanunlarda basın mesleğinde çalışanlar ile gemi adamlarının çalışma sürelerine ilişkin düzenle¬meler ayrıntılı olarak yer almıştır. Basın İş Kanunu olarak adlandırılan 5953 sayılı kanun bugün hala uygulanmakta olmasına karşın 6379 sayılı Deniz İş Kanunu, 20.04.1967 tarihinde 854 sayılı Deniz İş Kanununun4 çıkarılması ile yürürlükten kaldırılmıştır. Zamanla birçok değişikliğe uğramasına karşın işçi-işveren ilişkilerinde yetersiz kalan 3008 sayılı İş Kanunu daha sonra kaldırılmış ve 28.07.1967 ta¬rihli 931 sayılı İş Kanunu yürürlüğe konmuştur. Fakat bu kanun Anayasa′ya uygun olarak çıkarılmadığı gerekçesi ile 1970 tarihinde iptal edilmiş5 ve yerine 1475 sayılı İş Kanunu6 uygulanmaya başlanmıştır. 1475 sayılı kanunun 61 .maddesi uyarınca, haftalık çalışma süresi en fazla 45 saat olarak belirlenmiş ve çalışma süresinin haftanın çalışılan günlerine eşit olarak dağıtılacağı düzen¬lenmiştir. Kanun genel olarak incelendiğinde katı kurallar içermektedir. Bu nedenle özellikle teknolojik ve ekonomik gelişmeler sonucunda, küreselleşme¬nin de etkisiyle kanunun katı kuralları değişen çalışma koşullan ve esnek ça¬lışma sürelerinin çalışma hayatında etkin hale gelmesiyle ihtiyaçları karşılayamamış ve değiştirilmesi gündeme gelmiştir. Bu nedenlerle başlayan yeni bir İş Kanunu hazırlanması çalışmaları so¬nucunda 2003 yılında 4857 sayılı İş Kanunu7 kabul edilmiş ve yürürlüğe girmiştir. 4857 sayılı İş Kanunu hazırlanırken çalışma sürelerinin esnek bir yapıya kavuşturulması amacının yanında Avrupa Birliği normları ve ILO söz¬leşmelerinin de dikkate alındığı görülmektedir. Kanun genel olarak haftalık çalışma süresi ve normal çalışma sürelerine ilişkin kuralları ile birlikte yeni kavramları da çalışma sürelerinin esnekleştirilmesi amacıyla düzenlemektedir. Bunların başında telafi çalışması, kısmi süreli çalışma, çağrı üzerine çalışma ve denkleştirme süresi gelmektedir. Bugün işverenlerin işçilerin onayını almak koşulu başta olmak üzere kanunda belirtilen şartlara uygun şekilde çalışma koşullarında esnek davranmaları mümkündür. Böylelikle işçinin korunması ilkesiyle işletmenin menfaatlerinin gözetilmesi ilkeleri arasında bir dengenin sağlanmış olduğu söylenebilecektir. C. İnceleme Planı "Esneklik Prensibi Çerçevesinde Yargıtay Kararları Işığında Türk İş Hukukunda Çalışma Süreleri ve Yöntemleri" başlığını taşıyan çalışmamız bu giriş bölümü ile konunun genel olarak özetlendiği sonuç bölümü haricinde üç bölümden oluşmaktadır. Çalışmamızın "İş Kanununda Normal Çalışma Süreleri" başlıklı birinci bölümünde çalışma süresi kavramı ayrıntılı olarak ele alınmakta ve haftalık ve günlük çalışma süresi, normal çalışma süresinden daha az çalışma süreleri, çalışma süresinden sayılan haller, çalışma süresinden sayılmayan haller, İş Mevzuatında yer alan kurallar belirtilmek suretiyle Yargıtay kararlan ışığında irdelenmektedir. Akabinde uygulamada çok kez karşılaşılan ve birçok hususu Yargıtay tarafından konulan kurallara göre belirlenen fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma kavramları derinlemesine ele alınmaktadır. Yine İş Kanu¬nunda yer alan normal çalışma süreleri arasında yer verilmesi gereken hazır¬lama, tamamlama, temizleme işlerinde çalışma, haftalık iş günlerine bölüneme-yen çalışma süreleri ile gece ve postalar halinde çalışmaya ilişkin düzenlemeler açıklığa kavuşturulmaya çalışılmaktadır. Çalışmamızın ikinci bölümü "İş Kanununda Esnek Çalışma Süreleri"ne ayrılmıştır. Bu bölümde esnekleşme ile mevzuatımıza giren denkleştirme süresi uygulaması, telafi çalışması, kısmi süreli çalışma ile çağrı üzerine çalışma ay¬rıntılı olarak ele alınmaktadır. Çağrı üzerine çalışmanın kısmi çalışmanın bir türü olmasına karşın ayrıntılı olarak irdelenmesi ve İş Kanununda yer alan dü¬zenlemenin birçok hususuna açıklık getirilmesi ihtiyacı kanaatimizce gerekli görülmüş ve çalışmanın ikinci bölümünde çağrı üzerine çalışmaya ayrı bir baş¬lık açılmıştır. İtiraf etmek gerekir ki, kısmi süreli çalışmaya ve onun bir türü olduğu belirtilen çağrı üzerine çalışmaya çalışmamızda özel bir önem verdiğimizi belirtmek isteriz. Üçüncü bölümde ise diğer İş Kanunlarında yer alan normal ve esnek ça¬lışma sürelerine ilişkin düzenlemeler irdelenmektedir. Bu bağlamda, çok eski tarihli olmasına karşın bugün yürürlükte olan Basın İş Kanunu ile Deniz İş Kanununda yer alan çalışma sürelerine ilişkin düzenlemeler ayrıntılı olarak incelenmekte ve birçok noktada eksiklikler vurgulanmaktadır. Tam da bu nok¬tada, söz konusu kanunların çok eski olması dolayısıyla "esneklik" prensibin¬den ne derece uzakta olduklarını da belirtmeden geçemeyeceğiz. Bu nedenle, ilgili bölümde, kanunun içinde kalarak değerlendirmeler yapılmıştır. Esneklikle ilgili hükümlerin eksikliği, kanımızca acilen bu kanunların yeniden ele alın¬malarının ve bunların 4857 sayılı kanunun mantığı çerçevesinde düzenlenmele¬rinin gerekli olduğu önemle belirtilmelidir. Çalışmamız konunun genel değerlendirilmesinin yapıldığı sonuç bölümü ile sona ermektedir. Çalışmamızda yer alan tüm tartışmalı noktalar ile görüşlerimiz bu bölümde sistematik olarak sıralanmakta ve böylelikle çalışmanın ilgi¬lisi olan herkese kolaylık sağlaması amaçlanmaktadır. ÖNSÖZ Bir akademisyenin yaşayabileceği en keyif verici duygulardan biri, bit¬miş olan kitabına önsöz yazmaktır sanırım. Tanrı bana beşinci defa bunu tattı¬rıyor. Şükürler olsun. Profesörlük takdimi için hazırlanan bu kitap, uzun süredir üzerinde durmak istediğim bir konuda bana kalem oynatma imkanını verdi. Özellikle küreselleşmenin üretim yapısını derinden etkilediği ve buna bağlı bir ihtiyaç olarak liberal iş hukukunun doğduğu günümüzde, çalışma sürelerini ve yöntemlerim incelemek benim açımdan zevkli bir mesai oldu. Bunu yaparken, çok sayıda Yargıtay kararının, elden geldiğince tam metinlerini de eserde de¬ğerlendirdim. Böylelikle kitabı akademik iddia taşırken, uygulamacıların da yararlanabileceği bir yapıya dönüştürmeye gayret ettim. Bu eser, yarından tezi yok başlayacağım yeni çalışmalarımın da adeta bir seri başlangıcı oldu. Liberal iş hukukunun şekillendirdiği mantık çerçevesinde, geleneksel başlıkları tek tek incelemek bundan sonraki planımı oluşturuyor. Elbette her eser sadece yazarının ürünü değildir. Bu uzun süreçte bazı isimler vardır ki, farklı özellikleriyle sizi destekler, yanınızda olur, moral verir ya da onun sadece manevi mevcudiyeti sizi motive eder. Bu çerçevede; haya¬tımı kronolojik olarak ele alırsam, öncelikli teşekkürüm sevgili babam Cengiz ODAMAN için. Öylesine değerli ki, kocaman bir yüreği, şefkatiyle, ağırlığıyla barındırıyor ve bana hala her saniye destek olmayı sürdürüyor. Eseri kaleme alırken, annem Ayten ODAMAN, kütüphanemdeki fotoğrafından bana hep gülümsedi. 22 yıl önce benden ayrılmamış gibi, hep yanımdaymış gibi, "oğ¬lum" deyiverecekmiş gibi. Eşim Bilge ODAMAN′ı bu süreçte çok yalnız bı¬raktım. Hoşgörüde gerçekten de engin bir deniz gibi oldu. Öylesine sabırlıydı ki, çok defa ben mahcup oldum onu ihmal ettiğim için. Küçük oğlumdan çaldı¬ğım yoğun zamanlarda adeta onu tek başına büyüttü, elinden geldiğince benim durumumu ona anlatmaya çalıştı, oğluma Fransızca çalıştıramayacak kadar yoğun olduğumu görünce, sıfırdan Fransızca öğrenecek ve oğlumuzu çalıştıra¬bilecek kadar da "mükemmel bir anne" olduğunu defalarca gözümün önünde ispat etti. Oğlum, her şeyim, yaşama ümidim, geleceğim, küçük avukatım Alp ODAMAN′in varlığı beni hep motive etti, neden nefes aldığımı ve neden ça¬lıştığımı hep onu görünce ve koklaymca anladım. Alp, bir insanın tadabileceği en mükemmel duyguyu bana her gün gülümsemesiyle yaşatıyor. Prof.Dr.Fevzi DEMİR, genç, ürkek bir hukuk fakültesi mezunu çocuğu aldı ve bugünlere getirdi. Özgüven kazandırdı. Olmasaydı bu süreç hiç başlamayacaktı. Aldığım sıfatların onun yanmdayken hiçbir önemi yok. Kendisinin asistanıyım ve öm¬rüm boyunca bu gururu yaşayacağım. Prof.Dr.Ali Nazım SÖZER hep yanımda olduğunu hissettirdi. Ona hep çok güvendim, o da bana güvendi. Umarım gü¬venini boşa çıkarmamışımdır. Asistanım Eda KARAÇÖP kahrımı çok çekti, zaman zaman kaprislerime katlandı, tashihlerde adeta bir yayıncı gibiydi. Bu süreçte nasıl iyi bir hukukçunun doğmakta olduğunu her gün bana ispat etti. Yolu açık olsun. Son olarak Legal Yayınevine eserimi geniş kitlelerle buluşturduğu için teşekkür ediyorum. Türk iş hukuku dünyasında bir nebze olsun tartışma yaratır¬sam, kafalarda soru işaretleri oluşturabilirsem, bir de liberal bir bakış açısıyla konulara yaklaşılmasını sağlayabilirsem ve hatta yapıcı eleştiriler alabilirsem, kendimi başarılı addedeceğim. Keyifli okumalar dilerim. Doç. Dr. Serkan ODAMAN Alsancak, 23.01.2013 İÇİNDEKİLER GİRİŞ 1 A. Çalışmanın Sunumu 1 B. Çalışmanın Amacı ve Tarihsel Gelişimi 2 C. İnceleme Planı 3 BİRİNCİ BÖLÜM ÇALIŞMA SÜRESİ KAVRAMI I. ÇALIŞMA SÜRESİ KAVRAMI 5 A. Genel Olarak 5 B. Fiili Çalışma Süresi 7 C. Farazi Çalışma Süresi 8 II. ESNEKLİK KAVRAMI VE ÇALIŞMA SÜRELERİNE ETKİSİ 8 III. HAFTALIK VE GÜNLÜK ÇALIŞMA SÜRESİ 15 IV. NORMAL ÇALIŞMA SÜRESİNDEN DAHA AZ ÇALIŞMA SÜRELERİ 20 V. ÇALIŞMA SÜRESİNDEN SAYILAN HALLER 21 A. Yeraltı veya Sualtında Yapılan İşler 21 B. Çalıştırılmak Üzere Gönderilme Durumunda Yolda Geçen Süreler 22 C. İşçinin İş Görmeye Hazır Bir Şekilde Bekleyerek Boş Geçirdiği Süreler 23 D. İşçinin İşyerinin Dışında Asıl İşini Yapmaksızın Geçirdiği Süreler 23 E. Süt İzinleri 24 F. Toplu Taşımalarda Yolda Geçen Süreler 24 VI. ÇALIŞMA SÜRESİNDEN SAYILMAYAN HALLER 26 A. Sosyal Yardım Niteliğinde Yolda Geçen Süreler 26 B. Diğer Haller 27 VII. FAZLA ÇALIŞMA 27 A. Fazla Çalışma Kavramı 27 B. Fazla Sürelerle Çalışma Kavramı 33 C. Fazla Çalışmanın Çeşitleri 36 1. Olağan Nedenlerle Fazla Çalışma 36 2. Zorunlu Nedenlerle Fazla Çalışma 36 3. Olağanüstü Nedenlerle Fazla Çalışma 38 D. Fazla Çalışmanın Koşullan 40 1. İşverenin Talepte Bulunması 40 2. İşçinin Onayının Bulunması 41 3. Fazla Çalışma Süresinin Aşılmaması 47 E. Fazla Çalışma Yaptırılamayacak İşler ve İşçiler 55 F. Fazla Çalışmanın Karşılığı 56 1. Fazla Çalışma Ücreti 56 2. Serbest Zaman Kullanılması 60 G. Fazla Çalışmanın İspatlanması 64 H. Fazla Çalışmada Zamanaşımı 77 I. Fazla Çalışma Ücretinde Faiz Oranı 78 VIII. HAZIRLAMA, TAMAMLAMA VE TEMİZLEME İŞLERİNDE ÇALIŞMA 78 IX. HAFTALIK İŞGÜNLERİNE BÖLÜNEMEYEN ÇALIŞMA SÜRELERİ 82 X. GECE VE POSTALAR HALİNDE ÇALIŞMA SÜRELERİ 84 İKİNCİ BÖLÜM İŞ KANUNUNDA ESNEK ÇALIŞMA SÜRELERİ I. DENKLEŞTİRİLMİŞ İŞ SÜRELERİ 101 II. TELAFİ ÇALIŞMASI 132 III. KISMİ SÜRELİ ÇALIŞMA 139 A. Kısmi Süreli Çalışmanın Unsurları 142 1. İş Süresinin Kısalığı 142 2. İş İlişkisinin Sürekliliği 145 3. İş İlişkisinin Serbest İrade ile Kurulması 146 B. Kısmi Süreli Çalışmanın Benzerlerinden Farkı 147 1. Kısmi Süreli Çalışmanın Kısa Çalışmadan Farkı 147 2. Kısmi Süreli Çalışmanın Mevsimlik Çalışmadan Farkı 148 3. Kısmi Süreli Çalışmanın Yan Çalışmadan Farkı 149 4. Kısmi Süreli Çalışmanın Yardımcı Çalışmadan Farkı 150 5. Kısmi Süreli Çalışmanın Ödünç İş İlişkisine Dayanan Çalışmadan Farkı 150 C. Kısmi Süreli Çalışmanın Hükümleri 151 1. Farklı İşlem Yapma Yasağı 152 2. Ücret, Yan Ödemeler, Hafta Tatili, Ulusal Bayram ve Genel Tatil Ücretleri 154 a. Ücretin Asgari Miktarı 154 b. Tatil ve Bayram Ücretleri 155 aa. Hafta Tatili Ücreti 155 bb. Ulusal Bayram ve Genel Tatil Ücretleri 157 c. Yıllık İzin ve Ücreti 157 3. Fazla Çalışma, Fazla Sürelerle Çalışma 158 D. Kısmi Süreli İş İlişkisinin Sona Ermesi ve Kıdem Tazminatı 159 1. Genel Olarak 159 2. Yargıtay′ın Kısmi Süreli Çalışanların Kıdem Tazminatına İlişkin Tespitleri 160 E. Tam Süreli Çalışma İle Kısmi Süreli Çalışma Arasında Geçiş 162 F. Birden Çok İş İlişkisinin Kurulması 163 G. Kısmi Süreli Çalışmanın Türleri 165 1. Genel Olarak 165 2. Klasik (Geleneksel) Kısmi Çalışma 165 3. İş Paylaşımı 166 4. Kayan İş Süresi 168 5. Çağrı Üzerine Çalışma 169 IV. ÇAĞRI ÜZERİNE ÇALIŞMA 170 A. Çağrı Üzerine Çalışma Kavramı, Özellikleri ve Türleri 170 1. Çağrı Üzerine Çalışma Kavramı 170 2. Çağrı Üzerine Çalışmanın Kısmi Çalışma İçindeki Yeri ve Kısmi Çalışmadan Doğan Genel Özellikleri 171 a. Çalışma Süresinin Kısalığı 172 b. Çağrı Üzerine Çalışma İlişkisinin Sürekli Olması 172 c. Çağrı Üzerine Çalışma İlişkisinin Serbestçe Kurulması 173 3. Çağrı Üzerine Çalışmanın Türleri 173 a. Toplam Çalışma Süresinin Belirlendiği Tür 173 b. Toplam Çalışma Süresinin Belirlenmediği Tür 173 4. Çağrı Üzerine Çalışmanın Benzer Çalışma Türlerinden Ayırt Edilmesi 174 a. Çağrı Üzerine Çalışmanın Mevsimlik Çalışmadan Farkı 174 b. Çağrı Üzerine Çalışmanın Ödünç İş İlişkisinden Farkı 175 B. İş Mevzuatında Çağrı Üzerine Çalışmanın Tarihi Gelişimi 175 C. Çağrı Üzerine Çalışma Sözleşmesinin Yapılması ve Çağrı Üzerine Çalışma Sözleşmesinde Süreler 176 1. Çağrı Üzerine Çalışma Sözleşmesinin Kurulması ve Sözleşmenin Kurulmasında Özellikler 176 a. Çağrı Üzerine Çalışma Sözleşmesinin Süresi 177 b. Çağrı Üzerine Çalışma Sözleşmesinin Şekli 177 2. Çağrı Üzerine Çalışma Sözleşmesinde Süreler 178 a. Çağrı Üzerine Çalışma Sözleşmesinde Toplam Çalışma Süresi 178 aa. Toplam Çalışma Süresinde Zaman Dilimleri 178 bb. Toplam Çalışma Süresinin Kararlaştırılmaması Halinde.. 179 b. Haftalık Toplam Çalışma Süresinin Kısmi Çalışma Çerçevesinde Sının 179 D. Çağrı Üzerine Çalışma Sözleşmesinde Taraflar İçin Doğan Hak ve Yükümlülükler 180 1. İşverenin İşin Görülmesini İsteme Hakkı 181 a. Çağrının Şekli 181 b. Çağrının Süresi 181 2. İşverenin Yükümlülükleri 182 3. İşçinin Ücret Hakkı 182 4. İşçinin İş Görme Borcu 183 5. Çağrı Üzerine Çalışma Sözleşmesinin Sona Ermesi ve Sonuçları ÜÇÜNCÜ BÖLÜM DİĞER İŞ KANUNLARINDA NORMAL VE ESNEK ÇALIŞMA SÜRELERİ I. DİĞER İŞ KANUNLARINDA NORMAL ÇALIŞMA SÜRELERİ 185 A. Deniz İş Kanununda Çalışma Süresi 185 1. Deniz İş Kanunu Kapsamındaki Gemiadamlannın Çalışma Süreleri 185 2. Deniz İş Kanunu Kapsamı Dışında Kalan Gemiadamlarmın Çalışma Süreleri 189 B. Basın İş Kanununda Çalışma Süresi 190 II. DİĞER İŞ KANUNLARINDA FAZLA ÇALIŞMA VE ESNEK ÇALIŞMA SÜRELERİ 191 A. Deniz İş Kanununda Fazla Çalışma ve Esnek Çalışma Süreleri 191 B. Basın İş Kanununda Fazla Çalışma ve Esnek Çalışma Süreleri 198 SONUÇ 215 KAYNAKÇA 223