Vedat Kitapçılık
Kargo Gönderim Saatleri;
Hafta İçi Saat 16:00 'ya kadar
Cumartesi Saat 11:00 'e kadar
Kartlarına Taksit
Seçeneklerimiz Vardır!
Banka Hesap Bilgilerimiz
Destek
HATTI
0212
240 12 54
240 12 58
Favori
Listenizde
Ürün Yok!
Sepetinizde
Ürün Yok!
Yeni Çıkan Yayınlar:      Mayıs (0)      Nisan (73)      Mart (140)      Şubat (116)

Bireysel Başvuru Yolu ( Karşılaştırmalı Anayasa Yargısında )

Bireysel Başvuru Yolu ( Karşılaştırmalı Anayasa Yargısında )



Sayfa Sayısı
:  
392
Kitap Ölçüleri
:  
16x23 cm
Basım Yılı
:  
2013
ISBN NO
:  
9786054687848

280,00 TL











SUNUŞ Günümüzde insan haklarının korunmasında en popüler kurum bireysel başvuru yoludur. Bireysel başvuru, bireylerin haklarının kamu gücü tarafından ihlal edilmesi durumunda, haklarının korunması talebiy¬le Anayasa Mahkemesi\\\′ne başvurmayı sağlayan bir kurumdur. Türkiye, 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan halkoylamasıyla bireysel başvuru yolunu kabul etmiş, Anayasa\\\′mn 148. maddesinde yapılan değişiklikle de gerekli düzenleme yapılmıştır. 23 Eylül 2012 tarihinde Anayasa Mahkemesi\\\′ne başvuru süreci başlamış, ancak günümüze kadar Mahkeme\\\′nin hak ihlali yönünde bir kararı yayınlanmamıştır. İç hukukta insan haklarının korunmasını sağlayan Anayasa Mahkemesi\\\′ne bireysel başvuru yolu, Avrupa Konseyi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi\\\′nin üye devletlere ısrarla tavsiye ettiği bir kurumdur. Uzun süredir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi\\\′ne giden başvurulan azaltmak, insan haklarının korunmasını iç hukuk yolunda geliştirmek için çözüm yolları arayan Türkiye, gerek 2004, gerekse 2010 yıllarında yapılan anayasa değişiklikleri ile temel hak ve özgürlükleri koruyucu sistemler geliştirme gayreti içine girmiştir. 2004\\\′te temel hak ve özgür¬lükleri düzenleyen uluslararası antlaşmalar dayanak ölçüt norm haline getirilmiş, 2010 yılında ise, bireysel başvuru kurumu kabul edilmiştir. Böylece, günümüz demokratik rejimlerinde kabul gören en özgün insan haklarını koruma mekanizmalarından biri olan bireysel başvuru yolu Anayasamızda yerini almıştır. Dünyada bireysel başvurunun en etkin ve kapsamlı uygulandığı ülke modeli olarak Almanya gösterilmektedir. Ancak Türkiye\\\′nin kabul ettiği model, dünyada uygulanan modellerden farklıdır. \\\"Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Kapsamındaki Haklar\\\" ölçütü, Türkiye\\\′yi dünyada uygulanan modellerden ayırmaktadır. Özgün modelin özgün sorunlarının da olaca¬ğı kabul edilirse, Türkiye\\\′yi bireysel başvuru yolunda sorunlar yumağı beklemektedir. Türkiye\\\′de bireysel başvuru yolunun başarılı olabilmesi için, bu yolun etkin ya da etkili bir hukuk yolu olarak kullanılabilmesi gerekmek¬tedir. Bunun yolu ise; yalnızca kabul gören nitelikli Mahkeme kararları değil; aynı zamanda Anayasa Mahkemesi\\\′nin itibarının arttırılmasıdır. Anayasa Mahkemesi\\\′nin itibarının arttırılması ise; onun siyasetten uzak, hak merkezli, bireyi koruyucu bir role bürünmesi ile mümkün olacaktır. \\\"Karşılaştırmalı Anayasa Yargısında Bireysel Başvuru Yolu\\\" başlıklı bu kitap, İstanbul Üniversitesi\\\′nde doktora tezi olarak kabul edilmiştir. Bu çalışma, Türkiye\\\′de yeni yeni uygulama alanı bulan bireysel başvuru kurumuna ve bunun neticesinde Türk Anayasa Hukukuna katkı sağlaya¬cak özgün bir eserdir. Bu kitap, bireysel başvuru yolu ve uygulamasına ilişkin ayrıntılı bilgiye erişilebilecek önemli bir kaynaktır. Dr. Ebru Karaman\\\′in tezinde de değindiği gibi, Anayasa Mahke¬mesi kararlarıyla somutlaşacak olan bireysel başvuru yolu, öğretide uzun dönemden beri tartışılmaktadır. Bu nedenle konu, yabancı ülkelerin mevzuatları ve uygulamaları ile Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi\\\′ne yapılan bireysel başvuru yolu incelenmek suretiyle karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır. Dr. Ebru Karaman, karşılaştırmalı hukuk perspektifinden ele alıp günümüzde sınırlı uygulama alanı bulan mevzuat hükümlerine uygun olarak sistematize ettiği doktora tezinde, konuyu kapsamlı bir şekilde incelemiş ve başarı sağlayarak \\\"Hukuk Doktoru\\\" akademik unvanını ka¬zanmıştır. Kendisini tebrik eder, başarılarının devamını dilerim. Doç. Dr. Hüseyin ÖZCAN İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Öğretim Üyesi ONSOZ Bu çalışma, 19 Şubat 2013 tarihinde İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı bünyesinde savun¬duğum ve Prof. Dr. Adem SÖZÜER, Prof. Dr. Halil AKKANAT, Prof. Dr. Nihat BULUT, Doç. Dr. Abdurrahman EREN ve Doç. Dr. Hüseyin ÖZCAN\\\′dan oluşan jüri tarafından oybirliği ile kabul edilmiş olan dok¬tora tezimin savunma sırasında jüri üyeleri tarafından yapılan tavsiyeler doğrultusunda gözden geçirilmiş halidir. Bireysel başvuru yolunu karşılaştırmalı hukuk açısından değerlen¬diren ilk doktora tezi olan \\\"Karşılaştırmalı Anayasa Yargısında Bireysel Başvuru Yolu\\\" başlıklı çalışmamla amaçladığım, 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan halkoylamasıyla kabul edilen 5982 sayılı Kanun\\\′un Anayasa\\\′nın 148. maddesinde yaptığı değişiklikle kabul edilen bireysel başvuru yo¬luyla ilgili hukuk sistemimize getirilen düzenlemeleri değerlendirmektir. Anayasa Mahkemesine yapılacak başvuruların kapsamı, koşulları, izlenecek usul ve esas hakkındaki inceleme sonucunda verilecek kararlar açısından çıkabilecek sorunların daha kolay çözülmesine, önceden bu sistemi benimsemiş ülkelerin farklı uygulamaları ve deneyimleri yardım¬cı olacaktır. Bu nedenle Almanya\\\′da bulunan Max Planck Karşılaştırmalı Kamu Hukuku ve Uluslararası Hukuk Enstitüsü\\\′nde yaptığım çalışmalar¬la, bireysel başvuru yolunu benimsemiş ülkelerdeki farklılıkları inceleyip çalışmama yansıtma imkânı buldum. Türk Hukuk Sistemine yeni kazandırılan bireysel başvuru yolunun, insan hak ve özgürlüklerinin korunması ve hukuk devleti ilkesinin kökleşmesi açısından yarar sağlayacağına olan inancım, çalışmamın yazım sürecini keyifli ve hızlı bir şekilde geçirmeme neden olmuştur. Zaman içinde, bu başvuru yoluyla ilgili olan düşüncelerimizin Anayasa Mahke¬mesi kararlarıyla da gerçekleşmesi, temel hak ve özgürlüklerin iç hukukta etkin bir şekilde korunmasını sağlayacaktır. Bu durum, Türkiye aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde açılan davaların sayısını azaltarak, ülkemizin uluslararası camiadaki imajını da düzeltecektir. Her şeyden önce, akademik kariyer konusunda beni her zaman des¬tekleyerek, gerek Beykent Üniversitesi Hukuk Fakültesi\\\′nde araştırma görevlisi olmama, gerekse tez çalışmam için Max Planck Enstitüsü\\\′ne gitmeme vesile olan ve doktoramın en sıkıntılı zamanlarında manevi desteklerini esirgemeyen değerli hocalarım Prof. Dr. Adem SÖZÜER ve Prof. Dr. Halil AKKANAT\\\′a sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Ülkemizdeki hak ve özgürlük ihlallerinin azaltılabilmesi için önemli bir imkân olan bireysel başvuru yoluyla ilgili kapsamlı bir tez çalışması yapmam için beni teşvik edip, yardımlarını esirgemeyen danışmanım Doç. Dr. Hüseyin ÖZCAN\\\′a buradan bir kez daha teşekkürlerimi sun¬mak isterim. Ayrıca tez jürimde yer alma nezaketini göstererek, görüşleriyle de katkıda bulunan hocalarım Prof. Dr. Nihat BULUT ve Doç. Dr. Abdur-rahman EREN\\\′e teşekkür ederim. Doktora tez çalışmam için Heidelberg\\\′de bulunan Max Planck Kar¬şılaştırmalı Kamu Hukuku ve Uluslararası Hukuk Enstitüsü\\\′ne beni kabul eden ve yabancı kaynaklara ulaşabilmem için kütüphanede çalışmama imkan sağlayan Prof. Dr. Armin von Bogdandy e ayrıca teşekkür ederim. Lisede okuduğum yıllarda, onlar gibi iyi bir hukukçu olabilmek için başlamak istediğim hukuk eğitimimde, akademisyen olmamı çok arzu eden dedem Avukat Kemaleddin NOMER\\\′e ve aynı zamanda çalış-mamdaki Almanca çevirilerde bana yardımcı olan amcam Prof. Dr. Ergin NOMER\\\′e bir kere daha teşekkürlerimi sunabilmekten mutluyum. Tüm hayatım boyunca olduğu gibi, varlıklarıyla bana güç verip destek olan aileme, emeklerinin karşılığını hiçbir zaman ödeyemeyeceğim an¬nem Dr. Nihal NOMER KARAMAN ile babam Muhittin KARAMAN\\\′a, idealist bir hukuk öğrencisi olan kardeşim Gökçe KARAMAN\\\′a dok¬tora sürecinde de yaşadığım tüm sıkıntı ve strese hep sevgi, anlayış ve fedakârlıkla karşılık verdikleri için bir kez daha minnettarım. Son olarak çalışmamın basımını hızlı bir şekilde gerçekleştiren Sayın Erol Öz\\\′e ve XII Levha Yayıncılık çalışanlarına teşekkür ederim. Dr. Ebru KARAMAN Taksim, 1 Mart 2013 GİRİŞ Bireysel başvuru yolu, 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan halkoylama¬sıyla kabul edilen 5982 sayılı Kanun\\\′un, Anayasa\\\′nın 148 ve 149. mad¬delerinde yaptığı değişikliklerle hukuk sistemimize girmiştir. 30 Mart 2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun\\\′un 45-51. maddeleri, Anayasa\\\′nın bireysel başvuruyla ilgili hükümlerini somutlaştırmaktadır. 12 Temmuz 2012 tarih ve 28351 sayılı Resmi Gazete\\\′de yayımlanan Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü\\\′nün özellikle 59-84. maddeleri de bireysel başvurunun işleyişi konusunda oldukça ayrıntılı hükümler içermektedir. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, kamu gücü tarafından temel hak ve özgürlükleri ihlal edilen bireylerin, hak arama yollarını tü¬ketmesi üzerine iç hukukta başvurabilecekleri ikincil ve istisnai nitelikte bir hukuki çaredir. Diğer bir ifadeyle bireysel başvuru, temel hak ve öz¬gürlükleri yasama, yürütme veya yargı organları tarafından ihlal edilen bireylerin başvurdukları olağanüstü bir kanun yoludur\\\′. Bireysel başvuru yolunun kabul edilmesindeki en önemli neden, temel hak ihlallerinin iç hukukta ortadan kaldırılmasını ve buna bağlı olarak ülkemiz aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuruların azaltılmasını sağlamaktır. Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi\\\′ne 1954 yılında taraf olmuş, Avrupa İnsan Hakları Mahke¬mesine bireysel başvuru yolunu ise 1987\\\′de kabul etmiştir. Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi önünde ülkemiz aleyhine açılmış yaklaşık 20 bin dava bulunmaktadır. Bu başvuruların büyük bir kısmı yargının işleyişiyle ilgilidir. Avrupa Konseyine üye diğer ülkelerin istatistiklerine bakıldığın¬da, iç hukukunda etkili bireysel başvuru yolu bulunan ülkeler aleyhine açılmış çok az sayıda dava olduğu ya da Mahkemenin bu ülkeler aleyhine az sayıda ihlal kararı verdiği görülmektedir2. Devletin temel amaç ve görevlerinden biri, bireyin temel hak ve özgürlüklerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaktır. Anayasa\\\′nın 2 ve 5. maddelerinde öngörülen ilkelerin güçlendirilmesi yolunda önemli bir adım olarak da değerlendirilebilen bireysel başvuru yolunun kabulü, temel hak ve özgürlük ihlallerini ortadan kaldırmakla yükümlü olan devletin varlık nedeni ile de örtüşmektedir3. Zira bireysel başvuru, Anayasa\\\′da güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin kamu gücü tarafından ihlal edilmesi halinde, ihlalin sonuçlarını ortadan kaldırmak için bireylere getirilen bir hak arama yoludur. Dolayısıyla bi¬reysel başvuruda asıl amaç, kamu gücü karşısında korunmasız durumda¬ki bireyin haklarının teminat altına alınmasıdır. İnsan haklan ihlallerinin önlenmesi, öncelikle tüm idare ve yargı mercilerinin görevidir. Zira idare ve yargı mercileri bireysel hak ihlallerinin önlenmesinde daha etkin konumdadırlar. Bu nedenle söz konusu şikâyetlerin Anayasa Mahkemesine intikal ettirilmesinden önce ilgili mercilerin bu ihlalleri gidermeleri beklenmektedir. Bireysel baş¬vuru, ikinci bir temyiz yolu olmadığından, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamayacak; ancak Anayasa ve AİHS\\\′de belirtilen haklardan birinin ihlali iddiası değerlendirilecektir. Bireysel başvuru uygulaması ülkeden ülkeye farklılık gösterse de Almanya, Avusturya, İspanya, Macaristan, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovak Cumhuriyeti, İsviçre, Belçika, Rusya, Güney Kore, Meksika, Bre¬zilya, Arjantin ve diğer Latin Amerika ülkeleri ile birlikte Doğu Avrupa ülkelerinin çoğunda uygulanmaktadır. Anglo-Amerikan Hukuku\\\′nda teknik anlamda bireysel başvuru kurumu olmasa da, \\\"writ of certiorari, writ of mandamus veya writ of prohibition\\\" adı verilen kanun yolları bi¬reysel başvuruyla benzer işlevlere sahiptir4. \\\"Anayasa şikâyeti\\\" kavramı, doktrinde genelde, Alman anayasa dokt¬rinini inceleyenlerin hukuk sistemimizde kullanmayı tercih ettikleri bir kavramdır. Alman Anayasası\\\′nda bireysel anayasa şikâyeti ve komünal anayasa şikâyeti olmak üzere iki şikâyet türü düzenlenmektedir. Bu ne¬denle, maksadı doğru ifade etmek için bireysel anayasa şikâyeti terimini kullanmak gerekmektedir. Ancak \\\"şikâyet\\\" teriminin genelde olumsuz bir izlenime sahip olduğu, başvuru teriminin daha tarafsız bir yaklaşım olduğu da düşünülmektedir5. Ayrıca, \\\"anayasa şikâyeti\\\" veya \\\"bireysel başvuru\\\" kurumları için her hukuk sisteminde farklı terimler kullanılmaktadır. \\\"Bireysel başvuru\\\" teriminin daha kapsayıcı bir anlama sahip olması nedeniyle, en azından karşılaştırmalı hukuk açısından kurumu daha iyi ifade ettiği düşünülmek¬tedir. Ancak bu terimin, Avrupa İnsan Haklan Mahkemesine yapılan bi¬reysel başvuru (individual application/requete individuelle) yoluyla karıştı¬rılması ihtimali; doktrindeki tartışmalarda \\\"anayasa şikâyeti\\\" kavramının daha fazla tercih edilmesine neden olmaktadır. 2010 Anayasa değişikliği ile getirilen düzenlemenin amacı, temel hakların ihlali nedeniyle yeni bir iç hukuk yolu sağlamaktır. Diğer bir ifadeyle bu yeni kurumun amacı, insan hakkı ihlallerini ulusal düzey¬de düzeltebilmektir. Anayasa\\\′nın 148. maddesinin 3. fıkrası uyarınca; Anayasa\\\′da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerden Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla başvurulabilecek olan bu yol, sadece anayasal hak ve özgürlükleri değil; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde düzenlenen hak ve özgürlükleri korumaktadır. Bu nedenle de; genelde ulusal anayasalarda tanımlanan hakların korunması için kullanılan \\\"ana¬yasa şikâyeti\\\" ifadesinin, Türk Anayasa Hukuku\\\′nda kullanılmaması tercih edilmelidir6. Tezimizde, Türk Anayasa Yargısı\\\′nda \\\"bireysel başvuru yolu\\\" olarak ifade edilen kavram, incelenen ülkelerin mevzuatlarında farklı terimlerle karşımıza çıkmaktadır. Ülkelerin bireysel başvuru ile ilgili uygulamaları ele alınırken, o ülkenin mevzuatında yer alan terimin Türkçe karşılığı kullanılmıştır. Almancada \\\"verfassungsbeschwerde\\\" olarak ifade edilen terimin Türkçe karşılığı \\\"anayasa şikâyeti\\\"dir. Bu nedenle çalışmamızın Almanya ile ilgili bölümlerinde, \\\"bireysel başvuru yolu\\\" ifadesi yerine \\\"anayasa şikâyeti\\\" ifadesi kullanılmaktadır. İsviçre ile ilgili Fransızca kaynaklarda, \\\"recours de droit public\\\" olarak yer alan terimin Türkçe karşılığı \\\"kamu hukuku şikâyeti\\\"dir. Bu nedenle tezimizin İsviçre ile ilgili bölümlerinde, \\\"bireysel başvuru yolu\\\" ifadesi yerine kısaca \\\"başvuru/şikâyet\\\" ifadesi kullanılmıştır. İspanya ile ilgili kaynaklarda yer alan \\\"amparo\\\" teriminin Türkçe karşılığı; \\\"koruma, yardım\\\"dır. Farklı kaynaklarda karşılaştığımız \\\"Rescurso de amparo\\\" ise, \\\"anayasa ile güvence altına alınan bir hak ve özgürlüğün korunmasını isteme\\\" anlamına gelmektedir. \\\"Rescurso de amparo\\\"nun, anayasa şikâyeti ya da bireysel başvuruya benzeyen birçok yönü bulunmaktadır. Ancak, bu yargı yolunun özgünlüğünü vurgulamak amacıyla \\\"amparo\\\" ifadesini, orijinal şekliyle kullanmanın daha işlevsel olduğu düşünülmüştür. Bunun için \\\"rescurso de amparo\\\"ya karşılık olarak da \\\"amparo başvurusu\\\" ifadesi kullanılmaktadır. Beş bölümden oluşan tezimizin birinci bölümünde, bireysel başvu¬ru yolunun anayasa yargısındaki konumu ile bireysel başvuru kavramları, özellikle insan haklarının güvencesi olarak anayasa yargısı ve bireysel baş¬vurunun işlevleri değerlendirilmektedir. Bireysel başvuru yolunun dün¬yadaki gelişim sürecini içeren ikinci bölümde, başvuru yoluyla ilgili mev¬zuatımızdaki hükümlere de yer verilmektedir. Bireysel başvuru hakkının konusu ile bu hakka sahip olabileceklerin ele alındığı üçüncü bölümde, detaylı olarak Anayasa\\\′da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlükler ile AİHS ve Ek Protokolleri\\\′nde düzenlenmiş hak ve özgürlükler karşı¬laştırılmaktadır. Başvuru yolunda izlenecek usulün incelendiği dördüncü bölüm ise, başvuru mercii, ön inceleme, kabul edilebilirlik incelemesi ve esas hakkındaki incelemeden oluşmaktadır. Son bölüm olan beşinci bölümde de, bireysel başvuru sonucu ihlalin tespit edilmesi halinde verilebilecek yargılamanın yenilenmesi, tazminat ödenmesi ya da genel mahkemede dava açılması kararlarları ile kararların etkileri ve sonuçlan incelenmektedir. Bireysel başvuru yolunu, karşılaştırmalı anayasa yargısı, ulusal mev¬zuat ve Avrupa İnsan Hakları Hukuku çerçevesinde bir bütün olarak ele alacağımız bu tezdeki yaklaşımımız, elbette her zaman bireylerin temel hak ve özgürlükleri lehine olacaktır. İÇİNDEKİLER Birinci Bölüm ANAYASA YARGISI VE BİREYSEL BAŞVURU YOLU A.Bireysel Başvuru Yolunun Anayasa Yargısındaki Konumu 1.Anayasa Yargısının Gelişim Süreci 2.Anayasa Yargısının Şartları a.Yazılı Anayasanın Varlığı b.Katı Anayasanın Varlığı 3.Anayasa Yargısı Modelleri a.Amerikan Modeli Anayasa Yargısı b.Avrupa Modeli Anayasa Yargısı 4.İnsan Haklarının Güvencesi Olarak Anayasa Yargısı B.Bireysel Başvuru Kavramı 1.Bireysel Başvurunun Amacı ve Niteliği 2.Bireysel Başvurunun İşlevleri a.Bireysel Başvurunun Sübjektif İşlevi b.Bireysel Başvurunun Objektif İşlevi İkinci Bölüm BİREYSEL BAŞVURU YOLUNUN DÜNYADA VE TÜRKİYEDEKİ GELİŞİMİ A.Bireysel Başvuru Yolunun Dünyadaki Gelişimi 1.Bireysel Başvurunun Avrupa′daki Gelişimi a.Almanya Federal Cumhuriyeti b.İspanya Krallığı c.İsviçre Konfederasyonu d.Avusturya Cumhuriyeti e.Macaristan Cumhuriyeti 2.Bireysel Başvurunun Latin Amerika′daki Gelişimi a.Birleşik Meksika Devletleri b.Arjantin Cumhuriyeti c.Brezilya Federal Cumhuriyeti B.Bireysel Başvuru Yolunun Türkiye′deki Gelişimi 1.Tartışmalar 2.Anayasal Güvenceler 3.Yasal Güvenceler Üçüncü Bölüm BİREYSEL BAŞVURU HAKKININ SÜJESİ VE KONUSU A.Bireysel Başvuru Hakkının Süjesi 1.Bireysel Başvuru Hakkına Sahip Olanlar a.Gerçek Kişiler b.Tüzel Kişiler (1) Kamu Hukuku Tüzel Kişileri (2) Özel Hukuk Tüzel Kişileri 2.Bireysel Başvuru Hakkına Sahip Olabilme Koşulları a.Taraf Ehliyeti b.Dava Ehliyeti c.Taraf Sıfatı B.Bireysel Başvurunun Konusu 1.Hak ve Özgürlükler Açısından Bireysel Başvurunun Konusu a.Anayasa′da Güvence Altına Alınmış ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Kapsamında Olan Temel Hak ve Özgürlükler b.Anayasa′da Güvence Altına Alınmış ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Ek Protokolleri Kapsamında Olan Temel Hak Ve Özgürlükler 2.Kamu Gücü İşlemleri Açısından Bireysel Başvurunun Konusu a.Genel Olarak (1) İhlal Kavramı (2) Kamu Gücü Kavramı b.Kamu Gücü Tarafından Yapılan İşlemler (1) Yasama Organı Tarafından Yapılan İşlemler (2) Yürütme Organı Tarafından Yapılan İşlemler (3) Yargı Organı Tarafından Yapılan İşlemler Dördüncü Bölüm BİREYSEL BAŞVURU YOLUNDA İZLENECEK USUL A.Genel Olarak B.Başvuru Mercii C.Ön İnceleme 1.Bireysel Başvuru Bürosu 2.Bireysel Başvurunun Şekil Şartları a.Başvuru Harcı ve Adli Yardım b.Başvuru Formu ve Ekleri c.Başvurucunun Temsili d.Başvurunun Süresi ve Mazeret D.Kabul Edilebilirlik İncelemesi 1.Komisyonların Oluşumu 2.Komisyonların Görev ve Çalışma Usulleri 3.Komisyon Raportörleri 4.Kabul Edilebilirliğin Maddi Şartları a.Olağan Kanun Yollarının Tüketilmesi (1) Genel Olarak Kanun Yolları (2) İkincillik İlkesi (3) İdari ve Yargısal Başvuru Yolları b.Başvurucunun Güncel ve Kişisel Bir Hakkının Doğrudan Etkilenmesi c.Başvurunun Anayasal Açıdan Önem Taşıması d.Temel Hakların Kapsamının ve Sınırlarının Belirlenmesi Açısından Önem Taşıması ve Başvurucunun Önemli Bir Zarara Uğraması e.Başvurunun Açıkça Dayanaktan Yoksun Olmaması f.Başvuru Hakkının Kötüye Kullanılması 5.Kabul Edilebilirlik Kararı E.Esas Hakkındaki İnceleme 1.Esas Hakkındaki İncelemeyi Yapacak Merci a.Bölümlerin Oluşumu b.Bölümlerin Görev ve Çalışma Usulleri c.Bölümlerin Raportörlüğü 2.Esas Hakkındaki İncelemede Uygulanacak Usul Kuralları a.Dosya Üzerinden İnceleme Yapılması b.Dosya ve Kararının Adalet Bakanlığına Bildirimi c.Bilgi ve Belge İsteme d.Kanun Yolunda Gözetilmesi Gereken Hususlarda İnceleme Yapılmaması e.Geçici Tedbir Kararı Verilebilmesi Beşinci Bölüm BİREYSEL BAŞVURU SONUCU VERİLEBİLECEK KARARLAR VE ETKİLERİ A.Bireysel Başvuru Sonucu Verilebilecek Kararlar 1.Hakkın İhlal Edilmediğine Dair Karar 2.İhlal Kararı a.Genel Olarak b.Yargılamanın Yenilenmesi c.Tazminat Ödenmesi d.Genel Mahkemede Dava Açılması e.Karşılaştırmalı Anayasa Yargısındaki Durum 3.Düşme Kararı 4.Pilot Karar B.Kararların İmzalanması, Tebliği, Yayımlanması, Tavzihi ve Maddi Hataların Düzeltilmesi C.Kararların Etkileri ve Sonuçları 1.Kararların Etkileri a.Genel Olarak b.Temel Hak ve Özgürlükler Üzerindeki Etkisi 2.Kararların Sonuçları a.Anayasa Mahkemesinin İş Yükünün Artması Sonucu Adil Yargılanma Hakkının İhlali b.Anayasa Mahkemesinin Yetkilerinin Artması Sonucu Otoritesinin Güçlenmesi c.Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Tarafından Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Yolunun Etkin Başvuru Yolu Olarak Kabulü SONUÇ KAYNAKÇA EK: ANAYASA ve AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ ile EK PROTOKOLLERİNDE KORUNAN TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER